SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-CİHAD VE’S-SİYER

<< 1204 >>

باب: التحنط عند القتال.

39. SAVAŞ SIRASINDA HANUT KULLANMAK

 

حدثنا عبد الله بن عبد الوهاب: حدثنا خالد بن الحارث: حدثنا ابن عون، عن موسى بن أنس قال: وذكر يوم اليمامة قال:

 أتى أنس ثابت بن قيس، وقد حسر عن فخذيه وهو يتحنط، فقال: يا عم، ما يحبسك أن لا تجيء؟ قال: الآن يا ابن أخي، وجعل يتحنط، يعني من الحنوط، ثم جاء فجلس، فذكر في الحديث انكشافا من الناس، فقال: هكذا عن وجوهنا حتى نضارب القوم، ما هكذا كنا نفعل مع رسول الله صلى الله عليه وسلم، بئس ما عودتم أقرانكم. رواه حماد، عن ثابت، عن أنس.

 

[-2845-] Musa İbn Enes'ten nakledilmiştir: "Yemame savaşının olduğu günlerdi. Enes İbn Malik, Sabit İbn Kays'ın yanına gelmişti. Sabit uyluklarını açmış vücuduna hanut sürüyordu. Enes ona: "Amcacığım, seni bizimle birlikte gelmekten alıkoyan nedir ki?!" dedi. O da vücuduna hanut sürmeye devam ederek: "Hemen yeğenim, şimdi görürsün!" dedi. Sonra gelip oturdu. Bir süre sonra Enes'in anlattığına göre İslam ordusunda bir gerileme / dağılma oldu ve düşmanla karşı karşıya gelindi. Bunun üzerine Sabit İbn Kays şöyle dedi: "Çekilin önümden, yıkılın! Bırakın da düşmanla çarpışalım. Biz Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte iken asla böyle yapmazdık. Siz rakiplerinizi ne kötü alıştırmışsınız böyle!"

 

 

AÇIKLAMA:     Hanut: Özellikle ölünün kefeninin veya cesedinin kokulandırılmasında kullanılan karışımlar. Bu karışımı elde etmek için misk, pudra, güzel kokulu bitki, anber, kafur gibi güzel kokulardan faydalanılır.

 

Yemame savaşı Hz. EbU Bekir'in halifeliği döneminde olmuştur. Müslümanlar bu savaşta Nebilik iddiasında bulunan Yalancı Müseylime ile ona uyanları kuşatmışlardı.

 

Enes'in Sabit'e amcacığım diye hitap etmesi Sabit'in yaşça büyük ve Hazrec kabilesinden olmasından ileri gelmektedir. İbn Ebu Zaide'den nakledilen başka bir rivayette Sabit'in Müslümanlar dağılıp gerileyince düşmanla karşı karşıya gelen ilk sıraya gidip oturdu anlatılmaktadır. Sabit'in "Biz Resulullah (s.a.v.) ile birlikte iken asla böyle yapmazdık" diye ifade ettiği durum şudur: "Biz böyle yapmazdık. Bilakis düşmanla karşı karşıya gelen ilk sıra yerinden kesinlikle oynamazdı. "

 

Sabit'in "Siz rakiplerinizi ne kötü alıştırmışsınız böyle!" şeklindeki sözü Müstemll rivayetinde "Rakipleriniz sizi ne kötü alıştırmış böyle!" diye nakledilmiştir. Sabit İbn Kays bu sözü ile dağılıp geri çekilenleri kınamıştır. Burada kasdettiği ise şudur: "Rakibiniz olan düşmanlarınız da sizinle aynı güçte. Siz savaşta geri çekilip kaçarak onların üzerinize gelmesine sebep oluyorsunuz. Bu ne kötü bir alışkanlık böyle!"

 

İbn Said, Taberanı ve Hakim bu olayı şu şekilde nakletmiştir: "Sabit İbn Kays İbn Şemmas Yemame savaşına geldi ve vücuduna hanut sürüp iki parça beyaz elbise giy di. Adeta bunları kefen gibi sarmıştı. Bu sırada İslam ordusu panikleyerek geri çekilmeye başladı. Sabit bunu görünce: "Allahım, bu müşriklerin getirmiş olduğu bütün sapıklıklardan uzaklaşıp sana geldim. Müslümanların bu davranışlarından dolayı da senden af dilerim" dedi ve ekledi:

 

"Siz rakiplerinizi ne kötü alıştırmışsınız böyle! Şöyle açılın bakalım da onlarla bizi baş başa bırakın!" Sabit böyle dedikten sonra kılıcını kuşanıp düşman saflarına atıldı ve şehit düşene kadar savaştı. Onun savaşta kullandığı zırhı çalınmıştı. Birisi Sabit'i daha sonra rüyasında görmüştü. Sabit ona: "Zırhım falan yerdeki semerin altındaki tencerenin içinde" deyip bazı vasiyetlerini söylemişti. Sabit'in söylediği gibi oraya bakmışlar ve gerçekten de zırhı bulup onun vasiyetlerini yerine getirmişlerdi."

 

 

Hadisten Çıkarılan Sonuçlar

 

1. Cihad sırasında ruhsatı terk edip azimet/e amel ederek bile bile ölüme gitmekte herhangi bir sakınca yoktur.

 

2.Hanut sürerek ve kefen giyerek ölüme hazırlanılabilir.

 

3. Sabit İbn Kays hem bedenen hem de manen çok güçlü bir mümin idi; kesin inanç (yakın) sahibi ve niyeti halis bir sahabi idi.

 

4. İnsanları savaşta gayrete getirmeye çalışmak, savaşa teşvik etmek ve geriye çekilip kaçanları kınamak mümkündür.

 

5. Ashab-ı kiram Resulullah (s.a.v.) zamanında iken savaşlarda cesaretle hareket ederlerdi. Onların yiğitliği savaş sırasında belli olurdu; kesinlikle savaş meydanından kaçmazlar ve sebat ederlerdi.

 

6. Kişinin uyluğu avret mahalli değildir; açılması haram olan yerler arasında yer almaz.